2023 ile birlikte gelen asırlık yüzleşme serisinin ikinci sorusu “Öğretme yol ve teknikleri bu çağın kağıt alıcıları için yeterli/ilginç/işlevsel kanallar sunuyor mu?” makalenin çıkış cümlesidir.
646, İbn Haldun Mukaddime’sinde öğretmenliğin bir sanat olduğunu yazdıktan sonra, Tolstoy’un Sanat Nedir? Sanatı, “ortalama bir insan için güzelliğin ortaya çıkması” olarak tanımlayan kitabında 126 yıl geçti ve aynı eserde sanatçının görevi, apaçık bir tehlike sezenlere ölüm reçetesi yazmak değil, çıkış yollarını göstermek için…”.
Günümüzde bu bilgilerin sentezlenerek öğretilmesinin, insanlara hazzı ortaya çıkarmak amacı ile çeşitli yollardan oluştuğunu söyleyebiliriz. Şimdi sorun şu: Bu yol nasıl tasarlanmalı?
İsterseniz 646 yıl geriye gidelim ve İbn Haldun’un önerdiği öğretim yoluna bakalım. Haldun, eğitimi tasarlarken kişinin olgunluk düzeyine ve becerisine göre kademeli ve ilgi çekici unsurlarla desteklenmesi gerektiğini vurgulamıştır.
Çok tanıdık geliyor, bu yüzyılın eğitim yaklaşımı bu, dediğinizi duyar gibiyim. O zamanlar her şey mükemmeldi, aslında sorunu yüzyıllar önce çözmüştük.
O halde çocuklarımız neden her geçen gün okuldan kopuyor ve ders saatlerinde akışın içinde olamıyor? Hani bildiğimiz konu anlatımları, soru-cevap, tartışma, problem çözme, gezi-gözlem, laboratuvar, drama vs. Teknikler neden analiz edilemiyor? Bu nesil için teknikler mi yoksa yetersiz formüller mi?
Konu tartışmaya açıktır. Her popüler yöntem, her öğrenciye, her öğretmene, her ortamda, hatta her derse uygulanamaz. Bir kez olsun, öğretmen prosedür ölçeğini geniş tutmalıdır. Ne de olsa temas kurduğu her öğrenci farklı bir dünyadır. Bu bağlamda öğretmenin mümkün olduğunca yöntem çeşitliliği açısından kendini geliştirmesi ve öğrenci gruplarının öğrenme yolu yöntemlerini analiz etmesi ve aynı konuyu müfredatın izin verdiği ölçüde farklı şekillerde gerçekleştirmesi gerekmektedir. Tabii ki, bu orada bitmiyor. Eğlencenin itici gücünü işe ve değişen zamana ayak uydurabilmek için çocukların zevklerini takip etmeye çabaladı. Tüm bunları tek seferde yapan bir yöntem var mı diye soranlara cevabım:
Yaklaştı 🙂 OYUN.
İster uzaktan eğitimde ister yüz yüze eğitimde; Okul öncesinden yetişkin eğitimine kadar her ders için yapılandırılabilen oyunlaştırma ve oyun tasarımı ilkelerini kullanarak karşılaşılan sorunlara çözüm aramaktır.
Bunu yaparken içsel motivasyonunu kullanır ve içsel motivasyonun yakıtı bir cümbüştür.
Oyunlaştırmaya göre ders tasarlanırken izlenmesi gereken adımları sırasıyla şöyle sıralayabiliriz:
– Amacını belirle, kazan,
– Çalışma grubunuzdaki oyuncu türlerini analiz edin (bunun için açık kaynak ölçekler var (Richard A. Bartle: ÇAMURLARA UYGUN Oyuncular, Bartle Testini Yapın)
– Her tür oyuncudan oluşan heterojen gruplar oluşturun
– Bunu yaparken aktivite sürecini tasarlayın:
-
Bir sorunu tanımlayın
-
sorunu anlat
-
Etkinlik adımlarına görev atama
-
Görevleri tamamlayarak elde edilecek takviyeleri düzenleyin
-
Oyunlaştırma öğelerini kullanın (şans faktörü, duygusal çekicilik, farklı oyuncu türleri için farklı oyun mekaniği, geri bildirim vb.)
– Ölçün ve değerlendirin.
Bu basamaklar içeride çok ağırdır. Detaylı bilgi almak isteyenler için Türkiye’de oyunlaştırma konusunda kurduğu ekiple kısa zamanda çok yol kat eden Ercan Altuğ Yılmaz’ın kitaplarını ve https://www.oyunlastirma.com adresini inceleyebilirsiniz. sayfa.
Bir sonraki yazımda STEM ile oyunlaştırmayı nasıl birleştirdiğimi örnek bir çalışma üzerinden paylaşacağım.
Yazının son sözünü ‘Okulu Yeniden İnşa Etmek’ kitabının yazarı Schlechty ile birlikte yazalım.
“Örgüt olarak okul içindeki değişim oranı, dışarıdaki değişim hızından düşükse, örgütün sürekliliği ve etkililiği tehdit altındadır.” (2019).
Sizi korkutmak gibi bir niyetim yok ama öğrencilere çıkış yolunu göstermek istiyorsak, onların değişikliklerine ayak uydurabilmeliyiz.
heyecan
Bu makalede ortaya konulan fikir ve yaklaşımlar tamamen yazarlarının özgün fikirleri olup, Onedio’nun yayın politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio
